New York Üniversitesi’nde profesörlük yapan Selçuk Şirin pek çok değişik konuda yazılarını dikkatle takip ettiğim akademisyenlerden biri. Ülkemizde kitap okuma konusunda insanların ne kadar geride oldukları apaçık ortada. Selçuk Şirin’in bu yazısı da bu konuyla ilgili. Evet okumak beşikten başlar, başlamalıdır.

Selçuk Şirin’in yazısı;

”Başlıktaki soruya hemen yanıt vereyim. Evet! Yeni doğan çocuğa doğduğu andan itibaren kitap okuyun! Daha da ötesini söyleyeyim: Bu, çocuğunuzun geleceğine yapacağınız en kıymetli yatırımdır. İddialıyım, evet.

TÜYAP kitap fuarında çocuk gelişimini ve eğitimi dert eden biri olarak çok acı bir tablo ile karşılaştım. Bir okulöncesi eğitimci ile fuarda basit bir soruya yanıt aradık: Yeni doğan çocuğa okumak için kitap var mı? Çoğu yayıncı bırakın kitap önermeyi soruyu bile anlamadı. Yeni doğan çocuğa kitap okunmaz diyen bile çıktı. Bulduğumuz birkaç kitap ya o yaş çocuğa uygun değildi ya da kötü birer çeviriydi. Çocukların geleceğine, ülkenin geleceğine dair bundan daha korkunç bir şey duymadım. Eğer abarttığımı düşünüyorsanız lütfen okumaya devam edin.

BEYİN GELİŞİMİNİN YÜZDE 90’I İLK 36 AYDA BİTİYOR!
İnsan gelişiminde kritik dönemler vardır. Gelişimin büyük oranda gerçekleştiği bu dönemleri iyi değerlendirmezseniz kaçan fırsat bir daha geri gelmez. Beyin gelişimi için kritik dönem ilk 3 yıldır. Beyin bu dönemde yüzde 90 oranında gelişmesini tamamlar. Dolayısıyla eğer çocuğunuzun zihinsel gelişimini dert ediyorsanız, çocuğunuzun özellikle akademik olarak başarılı olmasını istiyorsanız yapmanız gereken ilk şey bu dönemde çocuğunuza zaman ayırmak. Çocuğunuz için yapacağınız en kıymetli yatırım bu ilk birkaç yılda yaptıklarınız. Peki tam olarak ne yapmalıyız tam olarak bu dönemde yeni doğan bir çocuk için? Çocukların beyninin en hızlı geliştiği dönemde, yani ilk 36 ayda çocuklarla kitaplar üzerinden diyalog kurmalıyız.

30 MİLYON KELİME FARKI NEDİR?
İnsan gelişiminde kritik dönemler vardır. Gelişimin büyük oranda gerçekleştiği bu dönemleri iyi değerlendirmezseniz kaçan fırsat bir daha geri gelmez. Beyin gelişimi için kritik dönem ilk 3 yıldır. Beyin bu dönemde yüzde 90 oranında gelişmesini tamamlar. Dolayısıyla eğer çocuğunuzun zihinsel gelişimini dert ediyorsanız, çocuğunuzun özellikle akademik olarak başarılı olmasını istiyorsanız yapmanız gereken ilk şey bu dönemde çocuğunuza zaman ayırmak. Çocuğunuz için yapacağınız en kıymetli yatırım bu ilk birkaç yılda yaptıklarınız. Peki tam olarak ne yapmalıyız tam olarak bu dönemde yeni doğan bir çocuk için? Çocukların beyninin en hızlı geliştiği dönemde, yani ilk 36 ayda çocuklarla kitaplar üzerinden diyalog kurmalıyız.

İlk 3 yılda çocukları aileleriyle gözleyen klasik bir çalışmayı anlatmadan yukarıdaki soruya yanıt vermek mümkün değil.

Evet, Hart ve Risley tarafından gerçekleştirilen meşhur ‘20 Milyon Kelime Farkı’ araştırmasından söz ediyorum. Araştırmacılar insan beyninin en hızlı geliştiği dönemde ebeveynlerin ne yaptıklarını anlamaya çalışyor bu çalışmada. Bu amaçla üç değişik sosyoekonomik seviyeden onlarca aile seçiyor ve sıkı bir takip başlıyor. Araştırma boyunca çocuklar üç yaşına kadar her ay bir saat aile içinde gözleniyor. Araştırma tamamlandığında görülüyor ki gelir seviyesi ne olursa olsun çocuklar birbirine çok benziyor ama bir istisna hariç. Farklı gelir gruplarından gelen çocuklar arasındaki en büyük fark çok net bir şekilde açığa çıkıyor. O da çocukların duyduğu kelime sayısı. Aşağıdaki sonuç grafiğinde de göreceğiniz gibi varlıklı ve eğitimli aileler üç yıl boyunca toplam 45 milyon kelime kullanıyor. Orta eğitim ve gelir seviyesine sahip ailelerde bu rakam 30 milyona düşüyor. Ancak eğitim seviyesi düşük ailelerde bu rakam 15 milyonu ancak buluyor. Yani alt ve üst grup arasındaki fark “30 milyon kelime”. Bu araştırmanın çocuk gelişiminde yarattığı devrimi anlatan aynı adlı kitap yakında Türkçede de basılıyor.

OKULÖNCESİNDE ZEKÂ DEMEK KELİME HAZİNESİ DEMEKTİR!
Acı olan ilk 36 ayda ortaya çıkan 30 milyon kelime farkının sonraki yıllara etkisi. Çünkü pek çok çocuk için bu fark hiç kapanmıyor! Çocuklar okul çağına geldiklerinde görüyoruz bu farkın ilk etkisini. Çünkü okulöncesi dönemde zekâ dediğimiz şey aslında kelime hazinesinden ibarettir. Daha çok kelimeye aşina çocuklar işte bu yüzden okula başladıklarında öğrenmeye hazır oluyor. Kelime hazinesi geniş olan çocuk, arkadaşlarından birkaç adım önde başlıyor. Çünkü o çocuk öğretmenin ne dediğini daha çabuk anlıyor. Ve maalesef okullar bu farkı kapatmakta çok başarılı olmuyor. O nedenle alt gelir gruplarından gelen çocuklar zorlanırken üst gruptan gelen çocuklar rahatlıkla üniversiteye ulaşıyor.

ÇOCUKLA BİRLİKTE OKUMALIYIZ
BU dönemdeki en önemli uğraş çocuklarla bir kitap aracılığıyla diyalog kurmak. İngilizcede ‘dialogic reading’ denen bu teknik bildiğimiz manada bir kitap okuma değil. Yeni doğan çocuk kelimeleri bilmiyor o nedenle yapılması gereken bir kitap aracılığıyla çocukla diyalog kurmak. Yani çocuğa kitap okumak değil, çocukla kitap okumak. Tıpkı eskiden nenelerimiz dedelerimizin yaptığı gibi ninnilerle okumak. Ya da annelerimizin yaptığı gibi çiçekle konuşur gibi çocukla bir kitap üzerinden konuşmak. Her beceri gibi bu da öğrenilebilir bir beceri. Merak ediyorsanız girin YouTube’da pek çok iyi örnek var.

KİTAPSIZ EVDE ÇOCUK YETİŞMEZ!
Çocukların zihinsel gelişimini desteklemek, onları okula daha iyi hazırlamak için yapmamız gereken en temel uğraş onlarla kitap okumak. Peki biz bunu ne kadar yapıyoruz? AÇEV’in ebeveynlerle yaptığı araştırmayı daha evvel bu köşede paylaşmıştım. O çalışmada okulöncesi yaşta çocuğu olan ebeveynlere tam olarak neler yaptığı sorulduğunda ilk sırada televizyon izlemek çıkmıştı. Evlerinde çocuklarına kitap okuyanların oranı yüzde 20’lerde kalıyor. Yani her 5 ebeveynden sadece biri çocuğuna kitap okuyor! Bunun bir nedeni zihinsel gelişim için kitap okumanın önemi konusunda bilgi eksikliği. Bir diğeri nedeni ise evlerdeki kitap eksikliği. Malum biz çok okuyan bir ülke değiliz. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre evinde okul çağında çocuk olan ailelerin bile yarısından çoğunda toplam kitap sayısı 25’i bulmuyor.

Türkiye eğer eğitimde içinde bulunduğu çıkmazı aşmak istiyorsa işe doğumdan başlamalı. Çocukların beyninin en hızlı değiştiği okulöncesi döneme özel olarak yatırım yapmalı. Eğer bu erken yaşta çocuklarımız için gerekli yatırımı yapmazsak ondan sonra hangi sınavın nerede kullandığının hiçbir anlamı yok.”

Kaynak: Selçuk Şirin

Views: 122