Yas Danışmanlığı: Worden Modeli

Yüzyılımızın kabuslarından biri olan korona dolayısı ile insanlar tanıdıklarını yitirmeye ve bu acıyla çoğu zaman aniden yüz yüze kalmaya başladılar. Bu konuda geçen gün karşıma çıkan bir yazının pek çok kişiye yardımının dokunacağını düşünerek sitemizde paylaşmak istedim. Umuyorum ki yasınızla başa çıkmanız konusunda ya da yas yaşayan sevdiklerinizi rahatlatabilmeniz konusunda bir nebze faydası olur. Umuyorum ki yasınız olmasın…

 

Şengül Hablemitoğlu’nun 15 Mayıs 2017 tarihli yazısı:

 

Yas danışmanlığının temel amacı; “geride kalan bireylerin ölen kişi ile bitiremedikleri ilişkilerini tamamlamalarına ve ölen kişiye veda edebilmelerine yardımcı olmaktır.” Kişiye özel yaklaşım ve uygulamalarla gerçekleştirilebilmekle beraber, ilke ve yöntemleri olan bir danışmanlıktır/mentorluktur. Yas danışmanlığı, Worden (2008)’nın belirlediği ilkeler doğrultusunda gerçekleştirildiğinde; bireyin yaşamını yeniden organize etmesi kolaylaşmaktadır. Birey yas sürecini tamamlamaya ilişkin görevlerini tamamlamadan yaşamın akışına dahil olmaya çalışsa da başarılı olamazlar. Ayrıca, bu ilkeler, yas sürecindeki danışanlara akut yas tepkilerinin üstesinden gelmelerinde ve yas süreçlerini çözümlemelerinde bireylere yardımcı olan danışmanlık süreci için de rehber olmaktadır. İlkeler;

Kaybın gerçekliğini kabullenmeye yardım etmek

Danışanlar, her ne kadar yaşamlarındaki birini kaybetmenin yarattığı olumsuzluklar nedeniyle yas danışmanlığı alsalar da yaşananların gerçek olmadığını ve kaybın gerçekleşmediğini düşünebilmektedirler. Bu durumda, kaybın gerçekleştiği ve ölen kişinin bir daha geri dönmeyeceğine yönelik farkındalığın bireye kazandırılması gerekmektedir. Kaybın yarattığı olumsuz duyguların etkilerine yönelik çalışmaya başlamadan önce danışanların bu gerçekliği tam olarak kabullenmeleri önemlidir.

Kayba ilişkin duyguların fark edilmesine yardım etmek

Yas sürecinde bireyler, değişken duygu durum, dysphoric-düzensiz duygu durum olarak da tanımlanabilen birçok duyguyu birlikte yaşayabilmektedirler. Bu süreçte ortaya çıkan en temel olumsuz duygular ise, derin üzüntü, öfke, suçluluk, korku, kaygı, çaresizlik ve yalnızlıktır. Dolayısıyla yas sürecinde danışanlar, yaşadıkları acı ve huzursuzluk nedeniyle ortaya çıkan bu duyguları tanımlamakta ya da ifade etmekte güçlük çekebilirler. Esasında, destek almak isteyen danışanların birçoğunun temel amacı yaşadıkları bu acıdan en kısa sürede kurtulmaktır. Ne var ki, yas danışmanlığının en önemli aşaması da danışanların yaşadıkları derin acıyı süreç içinde kabul etmelerine yardımcı olmak ve kayıp sonrası ortaya çıkan duyguları üzerinde çalışmalarını desteklemektir.

Kaybedilen kişi olmadan yaşama devam etmeyi desteklemek

Kaybın ardından, bireylerin mevcut rollerinin değişmesi, anne iken babalık rollerini üstlenmek, ev dışından çalışmıyorken bir işe başlamak gibi değişiklikler ve sorumluluk artışı doğaldır. Bu durumun normal olduğunu bireyin kabullenmesi, alışması hedeflenmektedir.

Kayba yönelik bir anlam bulmaya yardım etmek

Yas danışmanlığının en önemli amaçlarından biri de bireyin sevdiği insanın ölümüne yönelik bir anlam bulmasına yardımcı olmaktır. İnsanlar, sevdikleri kişinin neden öldüğüne ilişkin bir yanıt bulamadıklarında, ölümün gerçekleşme biçimine göre birtakım politik ya da sosyal etkinliklere yönelebilmektedirler. Bu tür etkinlikler, bireylerin, kaybettikleri bireylerin anlamsız ya da boş yere ölmediklerine inanmalarına yardım eder.

Kaybedilen kişiye yönelik duygusal enerjiyi başka ilişkilere yönlendirmek

Yas danışmanlığı sürecinde, bireyin yaşamını devam ettirmesi ve gelecekte yeni ilişkilere fırsat sunması için kaybettiği kişiye kendi yaşamında yeni bir yer açması önemlidir. Bu anı formasyonu olarak tanımlanmaktadır.

Kayıp yaşayan bireye yas tutması için gerekli zamanı sağlamak

Bireyin kaybına yönelik uyumunu sağlaması, ölen kişi ile olan temel bağlarını anı formasyonu ile dönüştürmesi ve normal yaşamına dönmesi için zamana ihtiyacı vardır. Diğer bir deyişle, yas zaman alır. Yas danışmanlığı sürecinde danışman, zaman gerekliliği konusunda danışanı ve gerekirse danışanın yakınlarını bilgilendirmelidir.

Ölümle gerçekleşen bir kayıp yaşayan bireylerin yas sürecinde kırılgan oldukları ve fiziksel, duygusal, bilişsel ve sosyal olarak yüksek dezavantajlılık riski taşıdıkları unutulmamalıdır. Yas danışmanlığına ilişkin, akademik alan yazın sınırlıdır, daha çok genel bilgiye dayalıdır. Nicel çalışmalar bulunmakla birlikte, meta analizlerine ihtiyaç vardır. İlk bakışta yas süreci, medikal bir yaklaşımla açıklanmaya çalışılmalı şeklinde düşünülse de özellikle çocuklar söz konusu olduğunda duygusal, bilişsel ve sosyal boyutları olan karmaşık bir yaşam olayıdır. Tabii ki, yasın başlangıcı ve ölüme bağlı koşullara göre; bireyin tepkileri medikal modellerle tanımlanıyorsa da yas sürecindeki yoksunluğun sosyal yönleri açıklanmaya muhtaçtır. Özellikle yas sürecinde gelişen psiko-somatik sonuçlar sosyal yaklaşımdan ayırt edilmemelidir. Elbette, ölümün sosyal yönü ile bireylerin ruhsal ve bedensel sağlığı üzerindeki olası etkisi bilinmelidir. Ölüm bireylerin yaşamında, geri dönüşü olmayan bir ayrılıktır. Ayrılık başka nedenlere de bağlı olabilir. Ancak, ölümden farklı ayrılıklar sonrasında tüm belirtileri ile bir yas tepkisinin gelişmesi beklenmez.

Örneğin aile bireylerinden birinin askere gitmesi ile ortaya çıkan ayrılıkta ölüm gerçekleşmese bile, tehdidi sürer. ‘’Yas beklentisi’’ olarak adlandırılan bu sendrom bugüne dek, yas sürecinin gördüğü ilgiyi görmemiştir. Uzun bir hastalık sürecinden sonra gerçekleşen ölümlerde neredeyse yasın tüm aşamalarından (depresyon, ayrılan kimse ile aşırı uğraş, ayrılanın başına gelebilecek tüm ölüm biçimlerinin zihinden geçirilmesi ve buna uyum sağlayabilmek için yapılması gerekenleri düşünme) hasta kaybedilmeden önce geçilir. Bu tepkiler bireyi ani ölümün etkisine karşı korusa da yeniden bir araya gelindiğinde olumsuz etkileri olabilir. Tüm bunlar dikkate alınarak değerlendirildiğinde, yas sürecinin tüm boyutları ile bireyler üzerindeki etkilerinin açıklanması önemlidir. Konuya ilişkin alan yazına katkı sağlaması beklenen araştırmaların artmasını ve sosyal destek kapsamında ‘’yas danışmanlığı’’nın ayrı bir çalışma olduğunun kabul edilmesini dilemekten başka, önümüzde şimdilik başka bir seçenek bulunmuyor.

Yararlanılan Kaynak: Worden, W., (2008) Grief Counseling and Grief Therapy, Fourth Edition, Springer, Pub. Com., New York.

Kaynak: https://www.linkedin.com/pulse/yas-danışmanlığı-worden-modeli-şengül-hablemitoğlu

Nilay Gündüz

Views: 90