Uzay boşluğu ve Evren çoğu insan için merak uyandırıcı bir konudur. Belgesel izlemeyi sıkıcı bulanlar bile uzay belgesellerini ilgi çekici ve etkileyici bulurlar.
Çünkü insan olarak bilmediğimiz şeylere karşı daha meraklı ve ilgiliyizdir. Uzay filmlerinin bu kadar çok dikkat çekmesi de bu nedendendir belki de… Şimdi gelelim astronotlardan ve bilimsel araştırmalardan doğan, uzay ve evren hakkında daha önce hiç duymadığınız bilgilere…
Uzay Boşluğu Hakkında Bilinmeyen İlginç Bilgiler
Astronotlar, uzayın dağlanmış biftek, sıcak metal ve kaynak dumanları gibi koktuğunu hatta Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), astronotların uzayın nasıl koktuğunu anlatmaları üzerine, Dünya’da bu kokuyu oluşturmak için bir kimyager tuttu ve bu kokunun benzerinin oluşturulmasını istedi. Bu kokuyu oluşturmak tabi ki tam anlamıyla mümkün olmasa da kızarmış biftek kokusunun benzerinin oluşturulduğu biliniyor. NASA bu kokuyu astronotların eğitilmesinde kullanmak istiyor.
Dünya’yı yok etmek istiyorsanız, onu bir bilye kadar küçültün! Bu tabi ki mümkün olan bir şey değil ama eğer mümkün olsaydı, Dünya’yı bir bilye büyüklüğüne gelecek kadar sıkıştırırsanız, kendi içine çökecek ve kara delik olacaktır.
Kara delik demişken…
Bir kara deliğin içinden dışarı bakacak olsanız, kendi kafanızın arkası dahil tüm Evren’i gökyüzünün ufak bir parçası gibi görürsünüz. Bunun nasıl bir görüntü olacağını hayal bile edemiyorken, bu deneyimi yaşasaydık nasıl unutulmaz bir anı olurdu düşünün…
Mars’taki Olympus dağı, Everest dağının 3 katı yüksekliğinde. O kadar uzun ki Mars atmosferinin dışına çıkıyor. Genişliği ise 550 km. O kadar geniş ki dağın en ucunda dursanız, tepesi görüş alanından çıkıyor.
Astronotlar uzaya gittiklerinde orada neler yaptıklarını, uzay meraklıları olarak hepimiz merak ediyor ve onları izlemek istiyoruz. Bunu yapabilmek için, eğer yeterli ölçüde güçlü bir teleskobu ve yeterli büyüklükte bir aynayı 22 ışık yılı uzaklığa yerleştirmiş olsaydık, daha önceden uzaya gönderilen gemilerin inişini eş zamanlı izliyor olabilirdik.
Televizyonunuzdaki elektriğin bile yıllar öncesinde uzaydan kaynaklı olduğunu biliyor muydunuz?
Televizyondaki statik elektriğin yüzde 1’inin, 13.7 milyar yıl önce gerçekleşen büyük patlamadan kalan Kozmik Mikrodalga Arka Planı radyasyonundan kaynaklı olduğu söyleniyor. İçinde yaşadığımız Evren’de, tıpkı bir domino taşı gibi olayların hepsi birbirine bağlı…
Dünya’nın dönüş hızı her yüz yılda 17 milisaniye azaldığı için, bir günün süresi sürekli kısalıyor. Yani dinozorlar zamanında bir gün yaklaşık 22 saat yaşanıyordu.,
Uzay boşluğunda henüz keşfedemediğimiz milyonlarca madde var. Tıpkı bulunan devasa alkol bulutu gibi…
Astronomlar 10,000 ışık yılı ötede 463 milyar kilometre genişliğinde bir alkol bulutu buldu. Bu bulut 200 trilyon çarpı trilyon litre biranın içerdiği alkolü içeriyor.
Uzay boşluğunda bir dev olan Andromeda Gökadası, Samanyolu‘na en yakın olan bir sarmal gökada olarak anılıyor. Adını Dünya’nın göründüğü gökyüzü alanından ve Andromeda takımyıldızından alan bu devasa gökada, daha küçük protogalaksilerin birleşmesinden dolayı yaklaşık 10 milyar yıl önce oluşmuştur. Andromeda çıplak gözle görülebilseydi, gece görünen aydan 6 kat daha büyük görünürdü.
Ve Astronomların tahminine göre, uzay boşluğunda her gün 275 milyon yeni yıldız doğuyor.
Tabi ki aklımızın alamayacağı kadar büyük olan bu Evren’de tek gezegenler Güneş Sistemi’mizdekiler değil, orada belki de henüz sayısını bile net bilemediğimiz kadar gezegen var! Bunlardan biri de 33 ışık yılı uzakta yüzeyi tamamen yanan buzla kaplı bir gezegen!
Koca Uzay Boşluğunda O Bizim Evimiz: Samanyolu (Milky Way)
Samanyolu galaksisinde şu an 400 milyar yıldız ve 50 milyar gezegen var. Bunlardan yüzde 1’i bile Goldilocks bölgesindeyse, şu an içinde yaşam olan 500 milyon gezegen var. Bizim Güneş sistemimiz, Milky Way etrafında dönüşünü 225 milyon yılda tamamlıyor. Yani, Dünya şimdiki konumunda en son bulunduğunda, Dünya’da dinozorlar yeni üremeye başlıyordu. Ve Dünya şu anki konumuna bir daha geldiği zaman belki de bizden eser kalmayacak…
Şu anda 4.5 milyar yıllık bir uzay gemisindeyiz. Bu kendini yönetebilen, organik, kompleks bir uzay gemisi. Geminizden milyon kat bir enerji kaynağı etrafında dönüyorsunuz. Bu kaynak gibi 200 milyar enerji kaynağı var. Geminizin içinde bulunduğu 40 tane daha grup var. Geminizle 150 milyon ışık yılı ötedeki kaynağın etrafında saniyede 467 metre hızla dönüyorsunuz. Büyük resme baktığınızda hayat daha heyecanlı!
Bizler Evren’in Parçacıklarıyız…
Her bir gözünüz 130 milyon foto reseptör içeriyor. Her foto reseptörde 100 trilyon atom bulunuyor. Halbuki bu hücrelerin her biri milyarlarca yıl önce bir yıldızın çekirdeğinde oluştu ve şu an enerjiyi tanımlıyorlar. Ayrıca, şu an kanımızda bulunan demir, trilyonlarca kilometre ötede milyarlarca yıl önce oluştu.
İnsan vücudu ile şaşırtıcı bir bilgi daha… Vücudumuzun kütlesinin yüzde 90’ı yıldız tozu, çünkü hidrojen ve helyum dışındaki bütün elementler yıldızlar tarafından üretiliyor.
Evrende Bulunan İlginç Maddeler
Donmuş duman olarak da bilinen “Aerogel”, Dünya’nın öz kütlesi en düşük maddesi. Elinizde tuttuğunuzda görmeniz ve hissetmeniz neredeyse imkansız. Fakat dürttüğünüzde strafor gibi olur. Kendi ağırlığının 4000 katını kaldırabilir ve iki kiloluk bir dinamitin patlamasına karşı koyabilir. Şu an bilinen en iyi yalıtım maddesidir.
Ve bu Evrende her şeyin birbirini etkilediğine dair küçük bir bilgi;
2011’de Japonya’da gerçekleşen deprem, gün uzunluğunun 1.8 mikro saniye kısalmasına sebep oldu.
Deniz Gündüz
Views: 133