Korku nedir ve Filmlerde nasıl işlenmiştir?
Korku türü neden insanlara cazip gelir? Kitaplardan filmlere, bizi en çok korkutan her ne ise onlara karşı büyük bir ilgi duyuyoruz. Bu yazıda korkunun tanımına ve bu türün bizlere neden bu kadar keyif verdiğine bakacağız. Ayrıca birçoğumuza korku filmi kültürünü kazandıran Amerikan korku sineması tarihine ve korkunun yıllar içinde nasıl geliştiğine değinmeye çalışacağız. Bu makale korku türünün genel bir tanımını sağlayacak olsa da pek tabii ki tür yoruma açık. Sizin için nedir bilmem ama benim için korku filmi “Child’s Play”.
KORKUNUN TANIMI
Korku Türünün tanımı
Korku türü, hikaye anlatımındaki en popüler türlerden birisidir. Geçmişi edebiyata dayanan bu tür artık filmlerde, televizyonda, tiyatroda ve video oyunlarında hayat bulmaktadır. Korku türü, kendi tanımları ve kriterleri ile birçok alt türe ayrılmıştır. Bunlara geçmeden önce, korkuyu temel düzeyde tanımlayalım:
Korku, izleyiciyi korkutmayı, şok etmeyi ve heyecanlandırmayı amaçlayan bir hikaye anlatma türüdür. Korku pek çok farklı şekilde yorumlanabilir, ancak genellikle o dönemde toplumun yaşadığı korkuların bir yansıması olan merkezi bir kötü adam, canavar veya tehdit vardır. Bu kişi veya yaratığa “öteki” denir, farklı olduğu veya yanlış anlaşıldığı için korkulan birine atıfta bulunan bir terimdir. Yıllar içinde korku türünün bu kadar değişmesinin nedeni de budur. Kültür ve korkular değiştikçe korku da değişir.
Korku türünün bazı tanımlayıcı unsurları nelerdir?
Temalar: Korku türü genellikle kültürün ve o sırada korktuklarının bir yansımasıdır (istila, hastalık, nükleer test vb.)
Karakter Türleri: Katil, canavar veya tehdidin yanı sıra, çeşitli alt türler belirli kahraman prototiplerini içerir (örneğin, slasher filmlerinde son kız).
Ortam: Korku, gotik bir kale, küçük bir kasaba, uzay veya perili ev gibi birçok ortama sahip olabilir. Geçmişte, şimdi veya gelecekte yer alabilir.
Müzik: Bu, korku türünün önemli bir yönüdür. Atmosfer ve gerilim oluşturmak için büyük bir etkiyle kullanılabilir.
KORKU FİLMİ ALT TÜRLERİ
Farklı korku filmi türleri
Korku türü, bu çeşitli türlerin birçok alt türünü ve melezini doğurmuştur. Her birinin kendine özgü temaları vardır, ancak hepsinin ortak bir amacı vardır: KORKU.
Buluntu Film
Bakış açısı, bir kamera perspektifinden gerçekleşir. Türün en bilinenleri arasında Blair Witch Project ve Rec yer alır.
Lovecraftian
Kozmik dehşete odaklanır. Canavarlar, anlayışımızın ötesinde varlıklardır. Alien ve The Thing gibi korku klasikleri dahil olmak üzere genellikle bilim kurgu içerir.
Psikolojik
Bu alt tür, zihnin dehşetine odaklanır. Gerçek nedir? Delilik nedir? İki büyük psikolojik korku filmi Kuzuların Sessizliği ve Türkçeye “Dehşetin Nefesi” olarak çevrilen 1990 yapımı Jacob’s Ladder’dır.
Bilimkurgu
Teknolojinin yarattığı korku ve sonuçlara odaklanır. Canavarlar genellikle uzaylılar veya makinelerdir. İki büyük bilim kurgu korku filmi The Blob ve Dünyalar Savaşı’dır (War of the Worlds).
Slasher
Canavar, kanlı cinayete meraklı bir psikopattır. Çoğunlukla gençlerden oluşan bir grubun cezalandırılmasına odaklanır. Popüler filmler arasında Halloween ve A Nightmare on Elm Street de sayılabilir. İşin içinde vahşet vardır.
Doğaüstü
Öbür dünyaya odaklanır. Birincil yaratıklar hayaletleri ve iblisleri içerir. Harika örnekleri arasında Poltergeist ve The Exorcist bulunur.
İşkence
Slasher türüne benzer; insanların cezalandırılmasına odaklanır. Kötü adam, kurbanların gördüğü fiziksel ve psikolojik eziyetten zevk alır. Türün ünlü filmleri arasında Hostel ve Saw bulunmaktadır.
Vampir
Drakula gibi ikonların insan kanıyla beslendiği en eski korku alt türlerinden biridir. En iyi vampir filmlerinden bazıları Nosferatu ve Interview with the Vampire’dır.
Kurtadam
Dolunay çıktığında, bu canavarca şekil değiştiricilere dikkat edin. En iyi kurt adam filmleri arasında An American Werewolf in London ve The Wolf Man sayılabilir.
Zombi
İlk felaketten kurtulan ve birbirini başlangıçta tanımayan bir grup insan genellikle et yiyen bir ölümsüz sürüsünün saldırısına uğrarlar. Night of the Living Dead, 28 Days Later … ve Shaun of the Dead en iyi zombi filmlerinden birkaç tanesi olarak kabul edilirler.
KORKU FİLMLERİNİN KISA BİR TARİHİ 1896 – 2020
Korku ve Gerilim Türleri arasındaki ilişki
İki tür genellikle karıştırılırken, korku ve gerilim filmleri arasında açık bir fark vardır. Korku filmi kuralları, şiddet, erken ve nispeten sık görülen bir canavar gerektirir. Zirve, son bir dövüş veya canavardan bir kaçış etrafında döner. Korku türündeki “canavar” tipik olarak “doğal olmayan” ve hatta “doğaüstü” iken gerilim filmleri, insani tehditlere dayanma eğilimindedir.
Bir gerilim filminde çok daha fazla gizem ve keşif vardır. Kahraman şeytani tehdidi keşfetmeye yaklaştıkça gerilim yükselir. Filmin zirve noktası, kötü adamın gerçek niyetleri gibi büyük bir ifşanın etrafında döner.
Elbette, modern korku / gerilim filmi Get Out’taki (2017) gibi iki türün birbiriyle beraber kullanıldığı örnekler de vardır. Katilin insan olduğu için Hallowen da bir geçiş olarak kabul edilebilir, zira katil öldürüldüğünde hiç ölmemiş gibi görünmesi ile doğaüstü yetenekler sergiliyor.
Artık korku filmi tanımımızı ele aldığımıza göre, korku filmleri tarihine bir göz atalım.
Korku Türü ve Kültürel Korkular
1930’LAR KORKU SİNEMASI
Korku ve Depresyon
1930’lar Amerika için zor bir dönemdi. Büyük Buhranın ortasındaydı ve Amerikalılar her zamankinden daha çaresiz hissediyorlardı. Ekonomik çalkantıya rağmen, insanlar sahip oldukları kısıtlı imkanları filmler gibi eğlencelere harcıyorlardı. Çok popüler olan ilk büyük Amerikan korku filmlerinden biri Bram Stoker’ın romanından uyarlanan Dracula‘dır (1931). Ve daha sonrasında En İyi Vampir Filmleri için standardı belirlemiştir.
Ama Drakula neden bu kadar korkutucuydu? Amerikalılar Avrupa etkisinden korkuyorlardı. Birinci Dünya Savaşı sadece 13 yıl önce sona ermişti. Amerikan zihniyeti, meydana gelen vahşetten hâlâ ağır biçimde etkileniyordu. Avrupalı göçmenlerin akınıyla birleşince, insanlar Amerikan kültürünü bozan yabancılardan korkuyorlardı. Birinin günah keçisi olması gerekiyordu.
Dönemin korkularının bir yansıması olan bir başka film, Mary Shelly’nin romanından uyarlanan Frankenstein (1931) idi. Bu film daha sempatik bir canavar yarattı; yaratıcısının zulmünden kaçan biri.
Amerikalılar, hükümetlerinin kendilerini yüzüstü bıraktığını düşündüler. Tıpkı Dr. Frankenstein’ın kendi yarattığı yaratığı koruyamadığı gibi, talihsizliklerinden liderlerini suçladılar.
Korku sinemasında yinelenen bir tema, canavarın genellikle insanlığın kendisi olmasıdır. Köylüler anlamadıkları bir şeye saldırdılar ve kendileri canavar haline geldiler.
1950’LERİN KORKU SİNEMASI
1.Dünya Savaşı 1945’te sona erdi, ancak hem kelimenin tam anlamıyla hem de mecazi olarak dünyada büyük bir iz bıraktı. Hiroşima ve Nagazaki’de nükleer silahların kullanılması, nükleer çağın yeni bir korku çağı olmasına yol açtı.
Çoğu zaman korku olarak düşünülmeyen Godzilla (1954), Amerika’ya gelen bir Japon filmidir. ABD’nin kullandığı bombalara bir cevap niteliği taşır. Bu hikayede, bir hayvan nükleer radyasyonla dev bir canavara dönüştürülerek ülkeyi terörize etmektedir. Nükleer çağın gelişiyle birlikte, bu güçlü ama tehlikeli enerji kaynağı ile birçok soru ve korku gündeme geldi.
Canavar filmi, korku türü içinde ilk filmlere kadar uzanan zengin bir geleneğe sahiptir.
50’ler korku sineması ayrıca Kızıl Korkuya ve komünizm korkusuna da yer verdi. İstila teması birçok canavar filminde yaygınlaştı. Bilim kurgu, korku türüyle harmanlanarak War of the Worlds (1953) ve Invasion of the Body Snatchers (1956) gibi filmlerin doğmasına neden oldu.
İlk filmde, uzaylılar küçük bir kasabada bir komünist saldırının göstergesi olarak dünyayı işgal etmeye başlar. İkinci filmde, komünizmin demokrasiyi geride bırakma korkusunu temsil eden uzaylı kopyaları insanların yerini alıyordu.
1960-1970’LER KORKU SİNEMASI
Canavar insan olduğunda
1960’lar ve 70’ler Amerika için bir belirsizlik ve şiddet dönemiydi. ABD pek çok tartışmaya neden olan Vietnam Savaşı’nın ortasındaydı. İlk defa, ABD artık küresel bir çatışmanın ahlaki anlamda doğru tarafında değildi. Sebep olduğumuz şiddet, türümüzün neler yapabileceğinden korkmamıza yol açtı. Yaşayan Ölülerin Gecesi (1968) bu korku ve belirsizliğin bir sonucu olarak ortaya çıktı. Oldukça insan gibi görünen canavarlar, insanlara acımasızca saldırıyor, öldürüyor ve yiyip bitiriyordu. Zombileri en korkutucu yapan şey, sevdiklerimizin görüntüsünü alabilmeleriydi. İnsan kardeşlerimize güvenemezsek, kime güvenebilirdik ki?
70’ler, seri katil cinayetleriyle ilgili haberlerin artmasıyla da biliniyordu. Medya kuruluşları bu manyaklar hakkında ünlülermiş gibi haberler yaptılar. İnsanlar yan evde yaşayan canavarın gelip onları evlerinde öldürmesinden korkuyorlardı.
Bu, ilk “slasher” Halloween’a (1978) yol açtı. İnsan gibi görünmesine rağmen, Michael Myers, kurbanlarını ölümcül bir niyetle takip eden durdurulamaz bir katildi. Slasher alt türü, slasher olmayan filmleri bile etkileyerek, popülaritesini büyük ölçüde artırdı.
Slasher alt türü aynı zamanda ahlak konusunu da ele alır. Ahlaki son kız acı sona kadar hayatta kalırken, cinsel açıdan karışık olanlar cezalandırılır ve şiddetle öldürülürdü.
Bu insan canavarlarının insanları korkudan uzaklaştıracağı düşünülebilir. Ancak kana bulanmış filmler türü her zamankinden daha popüler hale getirecekti.
1980-1990’LAR KORKU SİNEMASI
Bilinçli Korku nedir?
70’lerin seri katil döneminden çıkan 80’ler, bu filmlerin büyük bir akışı ile slasher trendini sürdürecekti. Friday the 13th, A Nightmare on Elm Street ve hatta Halloween, her biri bir öncekinden daha saçma olan çok sayıda devam filmi doğururdu.
Bir kırılma noktasına ulaşan korku türü, Scream (1996) biçiminde kendisinin daha “farkında” bir hale geldi. Hala bir slasher olmasına rağmen, bu film, sona kalan kız gibi seleflerinin oluşturduğu klişeleşmiş mecazları kabul ediyordu.
Buffy the Vampire Slayer (1997-2003 arası süren dizi), zayıf liseli kızın kinayesini alır ve onu bir canavar katile dönüştürür. Kahraman Buffy vampirleri ve diğer canavarları öldürürken, o ve arkadaşları hala genç olmanın sıkıntılarını yaşayacaktı.
90’lar aynı zamanda yeni bir alt türe de yol açacaktı: Buluntu film. Blair Witch Project (1999), izleyicilere kameranın bakış açısını sunarak onları kurbanların yerine koydu. Bu, korku filmini izleyiciler için daha kişisel hale getirerek türü bir bütün olarak yeniden canlandırdı.
2000’LER KORKU SİNEMASI
Korku Sineması karanlık bir dönemece girdiğinde
11 Eylül’den sonra teröre karşı savaş, dehşetin ne olduğunu yeniden tanımlayacak bir film nesli doğuracak: işkence. Psikopatların kurbanlarını hem fiziksel hem de psikolojik olarak ele geçirme ve işkence etme olasılığı gişe başarısı haline geldi.
Belki de bunların en ünlüsü Saw’dur (2004). Bu filmde bir sosyopat birkaç kişiyi yakalar ve hayatta kalmak istiyorlarsa onları sadist oyunlarını oynamaya zorlar. Bu dehşet verici konsept çok sayıda devam filmi ve taklidi doğuracak, piyasayı dolduracak ve aşırı şiddet için yeni bir terim ortaya çıkaracaktı: işkence pornosu.
Küresel korkular ve uluslararası terör saldırıları dünyanın sonunu daha makul gösterdi. İnsanlar zombi kıyameti gibi bir felaket ihtimaline her zamankinden daha fazla hayran kaldılar.
Bu nedenle korku türü bunu The Walking Dead (2010-günümüz) gibi şovlarla yansıtacaktır. Herhangi birimiz nasıl hayatta kalabiliriz? Bu kadar ezici bir şey nasıl durdurulabilir? Zombi filmlerinin popülaritesi arttıkça bu filmlerin sayısı da bir çığ gibi arttı.
KORKU SİNEMASININ GELECEĞİ
Günümüzde Korku Filmi nedir?
Yeni bir dünyada yaşadığımızı söylemek yetersiz kalır. COVID-19 salgını hareket etme, düşünme ve hissetme şeklimizi değiştirdi. Küresel kültür bir bütün olarak değişti ve bir süre daha değişmeye devam edecek. Bu nedenle korku türünün bu korku evrimini yansıtmasını bekleyin. İzolasyon ve küresel salgınlar etrafında dönen bir film akışı sinemaları vurduğunda şaşırmayın.
Son on yılda izlemesi oldukça heyecanlandıran bir tür korku filmi rönesansı yaşandı. The Witch, It Follows ve Hereditary gibi filmler “yüksek korku” olarak adlandırıldı. Onlara ne isim verirsek verelim, hepsi hala gerçekten güçlü ve etkili korku filmleri.
Deniz Gündüz
Views: 2699